küçücük bir çocukken
çaydanlıktan çıkan buğuyu yakalamaya çalıştı
büyüdü, kelebeğin peşinden koştu
çok küçüktü ve güzeldi kelebek, yakalayamadı.
zaman geçti bir uçurtma peşinden koştu
çok yüksekti, olmadı
büyüdükçe kovaladı.
kovalamak bir önsöz onda
yakalama adlı kitapta
kovalamak tek kaynakçası
başarı adlı kitapın
büyüdükçe anladı bunları
aşkı kovaladı
mutluluğu kovaladı
huzuru kovaladı nihayet
ve nihayet yoruldu o...
küçüklüğünden beri kovaladığı şeylerdi onu yoran
şimdi kovalamacanın yeni başladığını anladı
bu kadar yorgun ve yaşlıyken
bu kadar gecikmek..
revamıydı şimdi bu kadar eziyet.
Ve başladı hakikat kitabını okumaya
Önsüzünde yazıyordu
bul ve kovala
girişinde yazıyordu ikra.
Gecikmedin koca çocuk kovala
Gecikmedin koca çocuk kovala
Murat Safin
Akıncılar
Bir cenge girdi akıncılar
Hınca hınç yürüdü
Düşmanın hurrası geldi
Akıncının Allah’ı bastırdı,
Allah Allah dedi şahlandı atı.
Rüzgarı mağlup etti,
Gür erkek sesi.
Düşmanı mağlup etti,
Mermerde dövülmüş elleri…
Evleriydi, eğersiz atlar.
Seccadeleriydi, karlı topraklar.
Kılıçlarıydı taş gibi elleri.
Bir cenkten çıktı akıncılar,
Sanki hiç savaşçı değillerdi.
Birer evliya gibiydi yüzleri,
Gülücükleri babacandı…
Bir yetim görüp ağladı akıncılar,
Sanki düşmana aman vermeyen başkasıydı.
Bir ana görüp öptüler elini,
Sanki eğilmeyen baş bu başlar değildi.
Bir suskunluktu aldı akıncıları.
Savaşı kazandılar lakin,
Amaçlarına ulaşamadılar bu seferde…
Sonra hep birden Allah’a yakardılar,
Şehitlik bize nasip olacak mı Ya Rab!
Yiğitler, yarenler, serdengeçtiler, dalkılıçlar
Siz şehit oldukça huzur bulacak, bu topraklar.
Siz şehit oldukça kıbleye başınızı koyup yatacaksınız,
Cennet yolunda giderken.
Siz Şehit oldukça oğullar öğrenecek,
Türklüğü…
Murat Safin
Aşk Serpildi Yüreğime
Bir sevgi ki günlerce tattım
Bir sevgi ki Yıllarca bekledim
Bir damlacıktı koydum matarama
Kana kana içtim aylarca
Damlalarla yaşadım içimdeki bu susuzlukda
Bereketi bulamadım isyansız hayatımda
Bir okyanus içinde gördüm insanları,
Susuzlukta bile içmeyi bilmemeleri...
Bir okyanus içinde gördüm insanları,
Başka okyanuslarda aç gözleri...
Yine sevdim sonunda,
Doyumsuzluğum kırıntılarda.
Kalbimde bir tohum besledi damlalar,
Filizlendi Kalbim,
Serpil'di Aşkım,
Bir damla yine aktı.
Bir okyanusa yine karıştı,
Okyanus yine damla oldu,
Yine kabime aktı.
Okyanus bizim neyimize,
Gelme, istemem bende kalmayacaksan,
Gelme, istemem ab_ı hayat değilsen,
Gelme, istemem tek içimlik olacaksan,
Ben mi, gelemem...
Yüzmekten yorulmuş kalbi...
Ağlamaktan kızarmış gözleri...
Hazırlıksız bedenim...
Ölürüm bu yolculukta.
Murat Safin
Masal Şiiri
Zamanın birinde iki dünya varlığında
Dünyalar birbirlerine zıt
Birinde iyilik diğerinde kötülük
Birinde şefkat diğerinde hırs
Hüküm sürenler tebası kadar bu dünyalarda
İki hükümdür sürekli çatışmada
Sürekli birbirlerinin yaptıklarını bozmakta.
Sürekli birbirinden uzak kalmaya çalışmakta.
Süresiz bir savaş
Bitmeyen bir anlaşmazlık
Hükümdar, Aşk
İstemez hırsı
Sevmez ihtirası
Gülmez kahkahalarla
Bir tebessümdür dudaklarında
Bilmez yalanı dolanı
Hükümdar Beden.
Sevmez ağlamayı.
Görmez doğruları.
Şefkat onu ürkütür.
Onun tebası olan,
Duygularını öldürür.
Zamanın birinde bitmez bir savaş
İki dünyanın savaşı
Kaybetti hükümdarın biri
Savaşın ne sonucu bilindi
Ne kaybeden, ne kazanan..
Tek bildiklerimiz gördüklerimizdi.
Murat Safin
Karanlık ve Gece
Ay ve bulutlar arasında bir çatışma var
Ezilense yine ben
Arada kaldım
Bu yalnız gecemde
Yolumu göremeyen bir yolcu
Kalabalığın içinde yalnız
Gürültünün içinde sessiz…
Yol verin bana şimdi insanlar
Zaman verin bana takvimler
Bırakın yolumu göreyim bulutlar.
Benden isteğiniz nedir?
Neden güneş batar?
Neden insanlar ölür?
Neden seven terk edilir?
Neden bedenler kalıcı değil?
Neden ruhumu kaybettim ?
Neden düşünemiyorum ?
Neden neden neden…
Nedenlerin nedenini aramak…
Asla üstlenmedim bunu.
Böyle gelmiş böyle gidecek sanırım.
Gelende gidecek ama.
Kalmak isteyen de yoktur eminim.
Yıldızlar hep insanlara uzak derler
Dağlardan bakınca görürsün ama
Şehirlerin ışıkları onları yok etmiş
Dünyayı biz yaratmadık
Dünyayı biz yok ettik
Sevgiyi biz yaratmadık
Sevgiyi biz yok ettik
Hayatlarımızı biz yaratmadık
Onları mahvettik.
Murat Safin
Aşk buysa…
İlk günlerin verdiği gençlik düşü
İlk göz göze gelmeler
İlk bakışlar
Zamanla konuşma çabaları
Ve en saçma cümleler
İlk yan yana oturuş
Ve ardından beraber içilen bir çay
İlk dokunuş
İlk dudaklarımızı fark ediş
İlk gecemiz
Ve ilk uyanışımız
İlk kavgamız ve ilk uzaklaşmamız
Son hatırlayışımız
Ve maziye gömülmüş aşk...
Aşk buysa ben sadece bir perde de rol aldım.
Murat Safin